Uzun bir süre oldu burada bir şeyler paylaşmayalı. Deviantart ın yeri her zaman farklıdır. İnternetteki evim sayılır. Burada bir çok dost edindim. Hala onlarla başka platformlarda görüşüyoruz. Deviantart'a 12 yıl önce adım attığımda, beni bu kadar çok değiştireceğini düşünmemiştim. Dünyanın bir çok yerinde binlerce illüstrator, fotoğrafçı ve tasarımcıyı takip etme olanağı buldum. Aynı zamanda Türkiye'deki birçok yetenekli sanatçıyı keşfettiğim gibi, bir çok sanatçının gelişimine tanık oldum. Onlar da benim gelişimime tanık oldukları gibi, bana destek oldular. Kimileriyle ortak çalışmalarımız oldu, kimileriyle de halen arkadaşlığımız devam etmekte. Deviantart ın Sosyal medyadan farklı olarak sanat eleştirisi almak ve üretmek anlamında büyük katkısı oldu. Facebook paylaşım sitesi olsa da, en yakınında ki insandan başlayarak, insanların sanata olan ilgisizliği ve duyarsızlığı karşısında motive olmak ne yazık ki zor..
i have loved you once i cant love another one they call me crazy let them say,i cant change you are at the beginning of the road they tell me that i can change but all roads that i know comes to you the love isnt an aggreement can be loved without reason sometimes for a little second the life can be sacrified
have loved you once .. Ozdemir Erdogan - Zuhal olcay duet
Aramızdan ayrılışının yedinci yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur? Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Birkaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayipsiz fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin..
hergün bir yere konmak ne güzel bulanmadan donmadan akmak ne hoş dünle beraber gitti cancağızım şimdi yeni şeyler söylemek lazım ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Paris'in büyük bir resim galerisinin girişinde gördüğü tabloyu beğenen bir çocuk, kumbarasında şimdiye kadar biriktirdiği tüm parasını getirdi ve bu resmi satın almak istediğini söyledi. Galeri sahibi bu çocuğun isteği karşısında gülmek için kendini zor tuttu. Fakat ,12-13 yaşlarında olduğu anlaşılan çocuğu da kırmak istemiyordu.Çocuğa "Bu resim ünlü bir ressama aittir. Biliyor muydunuz?". Çocuk umursamaz bir şekilde "Ben resmi çok beğendim ve onu satın almak istiyorum. Bir hafta sonra kardeşimin doğum gününü kutlayacağız. Ona hediye etmek istiyorum." Galeri sahibi ciddiyete almıştı küçük çocuğu. "İzin verirseniz resmi yapan ressama telefon edeyim ve isteğinizi ona ileteyim" dedi. Sonra da ünlü ressama durumu anlattı. Ressam galeri sahibine "Çocuğun verdiği parayı alınız ve resmi çok güzel biçimde paketleyip , kendisine teslim ediniz lütfen" dedi. Galeri sahibi şaşırdı ve kekelemeye başladı. "üstadım ,durumu tam olarak anlatamadım galiba. Çocuğun kumbarasını saymadım ama, hiç kuşkum yok ki on doları bile bulmaz. Bir yanlış anlama olmasın aramızda..."Ressam sakin sesle yanıtladı. "ortada yanlış anlama yok" dedi. "çocuğun elindeki parayı alınız ve resmi dikkatlice paketleyip, kendisine teslim ediniz lütfen...Ben bu tabloma binlerce dolar verecek yüzlerce kişi bulabilirim ama tüm servetini verebilecek ikinci bir kişi bulamam."
Merhaba arkadaşlar..
Uzun bir süre oldu burada bir şeyler paylaşmayalı. Deviantart ın yeri her zaman farklıdır. İnternetteki evim sayılır. Burada bir çok dost edindim. Hala onlarla başka platformlarda görüşüyoruz.
Deviantart'a 12 yıl önce adım attığımda, beni bu kadar çok değiştireceğini düşünmemiştim. Dünyanın bir çok yerinde binlerce illüstrator, fotoğrafçı ve tasarımcıyı takip etme olanağı buldum. Aynı zamanda Türkiy
have loved you once
i have loved you once
i cant love another one
they call me crazy
let them say,i cant change
you are at the beginning of the road
they tell me that i can change
but all roads that i know comes to you
the love isnt an aggreement
can be loved without reason
sometimes for a little second
the life can be sacrified
have loved you once ..
Ozdemir Erdogan - Zuhal olcay duet
Aramızdan ayrılışının yedinci yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman
..
hergün bir yere konmak ne güzel bulanmadan donmadan akmak ne hoş
dünle beraber gitti cancağızım şimdi yeni şeyler söylemek lazım
ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım
MEVLANA
Paris'in büyük bir resim galerisinin girişinde gördüğü tabloyu beğenen bir çocuk, kumbarasında şimdiye kadar biriktirdiği tüm parasını getirdi ve bu resmi satın almak istediğini söyledi. Galeri sahibi bu çocuğun isteği karşısında gülmek için kendini zor tuttu. Fakat ,12-13 yaşlarında olduğu anlaşılan çocuğu da kırmak istemiyordu.Çocuğa "Bu resim ünlü bir ressama aittir. Biliyor muydunuz?". Çocuk umursamaz bir şekilde "Ben resmi çok beğe